BİNBAY TV
0(530) 100 90 85
Kaptan Paşa, Piyalepaşa Blv. No:34385, 34290 Şişli/İstanbul
04-19-2021
17 Dk.
prostat kanseri nedir

Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biridir ve genellikle sinsi ilerlediği için erken dönemde belirti vermeyebilir. Bu nedenle düzenli kontroller ve erken tanı, hastalığın tedavi edilebilirliği açısından hayati öneme sahiptir. Erken teşhis edilen vakalarda prostat kanseri tamamen tedavi edilebilirken, ileri evrelerde hastalığın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebileceği bilinmektedir.

Prostat, erkek üreme sisteminde idrar torbasının hemen altında yer alan ve meninin bir kısmını üreten yaklaşık ceviz büyüklüğünde bir salgı bezidir. Bu bezin ortasından idrarın vücuttan dışarı atılmasını sağlayan üretra geçer. Normalde yaklaşık 20 gram olan prostat bezi, bazı durumlarda iyi huylu büyüme (BPH) ya da kötü huylu tümörler (prostat kanseri) nedeniyle boyut değişiklikleri gösterebilir.

Prostat kanseri, prostatın dış kabuğundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkar. Bu hücreler zamanla kitle (tümör) oluşturur. Tümör iyi huylu (selim) olabilir ve bulunduğu yerde sınırlı kalabilir. Ancak kötü huylu (habis) tümörler çevre dokulara ve lenf nodlarına yayılabilir, hatta kemikler gibi uzak organlara metastaz yapabilir.

Prostat Kanserinin Önemi

Dünya genelinde her dokuz erkekten birine yaşamı boyunca prostat kanseri tanısı konmaktadır. Ortalama tanı yaşı 65’in üzerindedir ancak genç yaşlarda da agresif formları görülebilmektedir. Erken evrede fark edilmeyen prostat tümörleri, ileri evrelerde kemik ağrılarına, idrarda kanamaya ve genel sağlıkta ciddi bozulmalara yol açabilir. Bu nedenle özellikle 50 yaş üstü erkeklerin düzenli üroloji kontrollerini aksatmaması son derece önemlidir.

Prostat Kanseri Belirtileri

Prostat kanseri, erken evrede çoğunlukla belirti vermez. Bu yüzden sessiz seyreden vakalar uzun süre fark edilmeyebilir. Ancak ilerleyen dönemde tümörün büyümesi ya da prostat dışına yayılmasıyla birlikte bazı dikkat çekici belirtiler ortaya çıkar.

En sık görülen prostat kanseri belirtileri şunlardır:

  • İdrar yapmada güçlük: İdrar akışında yavaşlama, kesik kesik işeme ya da mesanenin tam boşalmaması hissi.
  • İdrarda kan (hematüri): İdrarın pembe, kırmızı veya kahverengi renge dönmesi.
  • Menide kan görülmesi: Boşalma sırasında kanlı meni gelmesi.
  • İdrar yaparken yanma veya ağrı: Özellikle ileri evrelerde sık görülen bir şikâyettir.
  • Kasık ve bel bölgesinde ağrı: Tümörün büyümesine veya metastaza bağlı olarak ortaya çıkabilir.
  • Sertleşme (ereksiyon) sorunları: Tümörün sinir dokularını etkilemesi sonucu gelişebilir.
  • Kemik ağrıları: Kanserin kemiklere metastaz yaptığı ileri evrelerde belirginleşir.
  • İştahsızlık, kilo kaybı ve halsizlik: Kanserin ilerlemesine bağlı genel belirtiler arasında yer alır.

Önemli Not: Bu belirtiler yalnızca prostat kanserine özgü değildir; iyi huylu prostat büyümesi (BPH) ya da idrar yolu enfeksiyonları da benzer şikâyetlere yol açabilir. Kesin tanı için mutlaka üroloji uzmanına başvurmak ve gerekli testleri yaptırmak gerekir.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

Aşağıdaki durumlarda vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanına başvurulmalıdır:

  • İdrarda ya da menide kan görülmesi
  • İdrar yaparken ağrı ve yanma hissi
  • İdrar akışında belirgin azalma veya kesilme
  • Gece sık idrara kalkma (noktüri)
  • Kasık, bel veya kemiklerde açıklanamayan ağrılar

Erken teşhis, prostat kanserinde tedavi başarısının en önemli anahtarıdır. Bu nedenle özellikle risk grubundaki erkeklerin (50 yaş üstü, ailesinde prostat kanseri olanlar, BRCA2 gen mutasyonu taşıyanlar) düzenli kontrol yaptırmaları önerilir.

Prostat Kanseri Risk Faktörleri

Prostat kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı risk faktörleri hastalığın görülme ihtimalini artırır. Bu faktörlere sahip olmak, mutlaka prostat kanseri gelişeceği anlamına gelmez; ancak düzenli tarama ve dikkatli takip gerektirir.

  • Yaş: Prostat kanseri, 40 yaş altı erkeklerde nadirdir. Risk 50 yaşından sonra belirgin şekilde artar. Vakaların çoğu 65 yaş ve üzerinde görülmektedir.
  • Aile öyküsü: Babasında, kardeşinde veya dedesinde prostat kanseri bulunan erkeklerde risk 2 ila 4 kat artar. Özellikle 55 yaş altında tanı almış yakın aile bireyleri varsa risk çok daha yüksektir.
  • Genetik faktörler: BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları, aynı zamanda meme ve over kanseri riskini artırdığı gibi prostat kanseri riskini de yükseltir. Bu nedenle genetik test yaptırılması önerilebilir.
  • Irk ve etnik köken: Siyahi (Afrika kökenli) erkeklerde prostat kanseri daha sık ve daha agresif seyirli olabilir. Asya kökenlilerde ise daha az sıklıkla görülür.
  • Beslenme alışkanlıkları: Aşırı kırmızı et, yağlı gıdalar ve işlenmiş besinler tüketmek riski artırabilir. Buna karşılık soya, tam tahıl, sebze ve meyve ağırlıklı diyet koruyucu etkiye sahiptir.
  • D vitamini eksikliği: Yapılan çalışmalarda D vitamini düzeyi düşük olan erkeklerde prostat kanserine yakalanma riskinin arttığı gözlemlenmiştir.
  • Sigara ve alkol: Uzun süreli sigara kullanımı ve aşırı alkol tüketimi hastalığın agresif formuna yakalanma riskini yükseltir.
  • Hormonal faktörler: Androjen düzeyleri yüksek olan erkeklerde prostat hücrelerinin daha hızlı çoğaldığı ve kanser gelişimine zemin hazırladığı düşünülmektedir.
  • Çevresel faktörler: Kadmiyum gibi ağır metallere maruziyet (pil, akü, seramik ve kaynak işçileri) prostat kanseri riskini artırabilir.

Not: Risk faktörlerine sahip erkeklerin, özellikle 45 yaşından itibaren düzenli üroloji kontrollerine gitmesi önerilmektedir.

Prostat Kanseri Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Prostat kanserinde erken tanı, tedavi başarısını belirleyen en kritik faktördür. Erken evrede genellikle belirti vermediği için tarama testleri ve muayene yöntemleri büyük önem taşır. Tanı süreci genellikle birkaç basamaktan oluşur:

A- Dijital Rektal Muayene (DRM)

Hekim, eldivenli parmağı ile makattan girerek prostatın boyutunu, şeklini ve sertliğini değerlendirir. Prostatta nodül, sertlik veya düzensizlik hissedilmesi, kanser şüphesi oluşturur. Ancak bu yöntem tek başına kesin tanı koydurmaz.

B- PSA (Prostata Özgü Antijen) Testi

PSA testi, prostat bezinde üretilen bir proteinin kandaki düzeyini ölçen testtir. PSA yüksekliği sadece prostat kanserinde değil, iyi huylu prostat büyümesi (BPH) veya prostat enfeksiyonlarında da görülebilir. Bu nedenle tek başına tanı koydurmaz, fakat risk belirlemede önemli bir göstergedir.

  • Normal PSA değeri: 0–4 ng/mL kabul edilir.
  • 4–10 ng/mL arası: Şüpheli durum olarak değerlendirilir, ileri testler gerekir.
  • 10 ng/mL ve üzeri: Prostat kanseri ihtimali artar, biyopsi önerilir.

C- İleri Kan Testleri

Klasik PSA testine ek olarak kullanılan bazı kan testleri tanıda daha hassas sonuçlar verebilir:

  • Serbest PSA oranı: Düşükse kanser ihtimali daha yüksektir.
  • Prostat Sağlık İndeksi (PHI): PSA türevlerinden hesaplanan bir indekstir, kanser riskini daha iyi öngörür.
  • 4K Skoru: Dört farklı biyobelirteci kullanarak ileri seviye risk analizi yapar.
Önemli: Prostatta kanser araştırması sadece PSA ve parmakla muayene yöntemi ile yapılırsa; kanser hastalarının %25’i saptanamaz. Ek bazı testler sayesinde kanser hastalarının %95’inin saptanması sağlanır.

D- İdrar Testleri

Genetik tabanlı bazı idrar testleri (örneğin PCA3, SelectMDx, Mi Prostat Skoru) prostat kanseri tanısında yol gösterici olabilir. Bu testler biyopsi kararını desteklemek için kullanılır.

E- Görüntüleme Yöntemleri

Prostat kanserinde görüntüleme yöntemleri, hem tanının desteklenmesi hem de hastalığın evresinin (yayılım durumunun) belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu yöntemler sayesinde tümörün prostat dışına çıkıp çıkmadığı, lenf nodlarına ya da kemiklere yayılıp yayılmadığı saptanabilir. Günümüzde kullanılan başlıca görüntüleme teknikleri şunlardır:

1- Multiparametrik Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme

Multiparametrik prostat MR, prostat içindeki şüpheli alanları değerlendirmede en değerli yöntemlerden biridir. Yüksek manyetik alan gücüne (özellikle 3 Tesla) sahip MR cihazlarında yapılır. Görüntüleme sonucunda prostat dokusu PI-RADS adı verilen bir sistemle 1’den 5’e kadar derecelendirilir:

  • PI-RADS 1–2: Kanser ihtimali düşüktür.
  • PI-RADS 3: Orta riskli, biyopsi ihtiyacı olabilir.
  • PI-RADS 4–5: Kanser ihtimali yüksektir, mutlaka biyopsi yapılmalıdır.

Multiparametrik MR ayrıca biyopsi sırasında hedefleme yapılmasını sağlar (MR füzyon biyopsi), böylece rastgele alınan örnekler yerine şüpheli bölgelere odaklanılır.

2- Transrektal Ultrasonografi (TRUS)

TRUS, makattan yerleştirilen bir ultrason probu aracılığıyla prostatın görüntülenmesini sağlar. Günümüzde tek başına tanı için sınırlı bilgi verse de, prostat biyopsisi sırasında kılavuz olarak kullanılır. TRUS eşliğinde prostatın farklı bölgelerinden doku örnekleri alınır.

3- Kemik Sintigrafisi

Prostat kanseri, en sık kemiklere metastaz yapar. Kemik sintigrafisi, vücuda damar yoluyla düşük doz radyoaktif madde verilerek yapılır. Bu madde kemiklere yerleşir ve özel bir kamera ile görüntülenir. Özellikle ileri evre prostat kanserinde kemik metastazı olup olmadığını göstermek için kullanılır. Ancak erken evre hastalarda rutin olarak uygulanmaz.

4- PSMA PET-CT (Prostat Spesifik Membran Antijen PET)

PSMA PET-CT, günümüzde prostat kanseri evrelemesinde en hassas yöntemlerden biridir. Kanser hücrelerine bağlanan özel bir radyoaktif madde damar yoluyla verilir ve tümör hücrelerinin vücuttaki yayılımı PET-CT ile görüntülenir. Bu yöntem sayesinde hem prostat içindeki tümörün yayılımı hem de lenf nodu ve kemiklerdeki metastazlar yüksek doğrulukla tespit edilir. Gleason skoru yüksek (≥7) olan hastalarda ve tedavi planı öncesinde tercih edilir.

5- Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Karın Ultrasonu

BT ve ultrason, prostat kanseri tanısında ilk tercih edilen yöntemler değildir. Ancak bazı durumlarda karın içi lenf nodlarını ya da uzak organ metastazlarını değerlendirmek için kullanılabilir. BT özellikle kemik sintigrafisi ve MR ile birlikte tamamlayıcı bilgi sunar.

Özetle: Prostat kanserinde MR, kemik sintigrafisi ve PSMA PET, hastalığın evresini belirlemede en sık kullanılan görüntüleme yöntemleridir. Doğru evreleme, uygun tedavi planının seçilmesi için kritik öneme sahiptir.

F- Prostat Biyopsisi

Kesin tanı için prostat biyopsisi şarttır. Lokal anestezi altında, ultrason veya MR eşliğinde prostatın farklı bölgelerinden doku örnekleri alınır. Patolog tarafından incelenen bu örnekler sayesinde tümörün varlığı ve agresifliği (Gleason skoru) belirlenir.

Özetle: Prostat kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konur. PSA testi, muayene ve görüntüleme yöntemleri ise biyopsi gerekliliğini belirleyen kılavuzlardır.

Prostat Kanseri Evreleri

Prostat kanseri teşhisi konulduktan sonra, hastalığın yayılımını ve hangi tedavi seçeneklerinin uygun olduğunu belirlemek için evreleme yapılır. Evreleme, tümörün büyüklüğünü, prostat dışına çıkıp çıkmadığını ve vücudun diğer bölgelerine metastaz yapıp yapmadığını gösterir. Bu süreçte genellikle TNM sistemi ve Gleason skoru / ISUP sınıflaması birlikte değerlendirilir.

Evre Tanım
Evre 1 Tümör yalnızca prostatın içinde, genellikle küçük ve yavaş büyüyen yapıdadır. PSA genellikle 10’un altındadır, Gleason skoru 6 veya daha düşüktür.
Evre 2 Tümör prostatın içinde sınırlıdır ancak daha büyük olabilir. PSA 20’nin altındadır, Gleason skoru 7–8 olabilir. Evre 2A, 2B ve 2C olarak alt gruplara ayrılır.
Evre 3 Kanser prostatın dışına doğru büyümüştür. Yakın dokulara ve seminal veziküllere yayılım olabilir. PSA genellikle yüksektir, Gleason skoru 8–10 arasında olabilir.
Evre 4 Kanser yakındaki lenf nodlarına veya uzak organlara (kemikler, karaciğer, akciğer gibi) metastaz yapmıştır. Bu en ileri evredir.

Evre 1 Prostat Kanseri

Bu en erken evredir. Tümör prostatın yalnızca küçük bir kısmında bulunur ve genellikle dijital rektal muayenede hissedilmez. PSA değerleri genellikle normal sınırlarda olabilir. Erken teşhis edilen evre 1 prostat kanseri çoğu zaman başarılı şekilde tedavi edilebilir ve sağkalım oranları yüksektir.

Evre 2 Prostat Kanseri

Tümör hâlâ prostat içinde sınırlıdır ancak daha büyüktür. Bu evrede PSA genellikle yükselmiştir ve Gleason skoru 7 veya üzeri olabilir. Evre 2, üç alt grupta değerlendirilir:

  • 2A: Kanser prostatın bir tarafında sınırlıdır, PSA 10–19 arasındadır.
  • 2B: Kanser bir veya iki lobda olabilir, Gleason skoru 7 olabilir.
  • 2C: Tümör iki lobda da bulunur, Gleason skoru 7–8 olabilir.

Bu evrede hastalık hala prostatta sınırlı olduğu için cerrahi ve radyoterapi gibi küratif tedavi seçenekleri uygulanabilir.

Evre 3 Prostat Kanseri

Evre 3, prostat kanserinin lokal olarak ilerlediği dönemi temsil eder. Tümör prostat dışına çıkmıştır ve çevre dokulara veya seminal veziküllere yayılmış olabilir. PSA genellikle 20’nin üzerindedir, Gleason skoru 8–10 arasında değişebilir.

  • 3A: Kanser prostatın bir veya iki tarafında, PSA ≥20.
  • 3B: Kanser prostat dışına yayılmış ancak lenf nodlarına gitmemiştir.
  • 3C: Kanser agresiftir, Gleason skoru 9–10’dur.

Bu evrede hastalık daha hızlı ilerleyebilir. Tedavide cerrahi, radyoterapi ve sistemik tedaviler birlikte planlanabilir.

Evre 4 Prostat Kanseri

Bu, prostat kanserinin en ileri evresidir. Kanser, prostat dışındaki lenf nodlarına ve uzak organlara (özellikle kemikler) yayılmıştır.

  • 4A: Yakın lenf nodlarına yayılım vardır, ancak uzak organ metastazı yoktur.
  • 4B: Kemiklere veya uzak organlara metastaz yapmıştır.

Evre 4 prostat kanserinde küratif tedavi mümkün olmayabilir, ancak hormon tedavisi, kemoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik ilaçlarla hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir, yaşam süresi uzatılabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir.

Gleason Skoru ve ISUP Sınıflaması

Prostat biyopsisi sonrasında patologlar tümör hücrelerini mikroskop altında inceler ve Gleason skoru belirler. Bu skor, kanser hücrelerinin ne kadar agresif olduğunu gösterir.

  • Gleason 6 (ISUP 1): Düşük dereceli, yavaş seyirli kanser
  • Gleason 7 (ISUP 2–3): Orta dereceli, daha dikkatle takip edilmesi gereken kanser
  • Gleason 8–10 (ISUP 4–5): Yüksek dereceli, agresif seyirli kanser

Gleason skoru ve evreleme birlikte değerlendirilerek en uygun tedavi planı yapılır.

Prostat Kanseri Tedavi Yöntemleri

Prostat kanseri tedavisinde amaç; tümörü kontrol altına almak, hastalığın ilerlemesini engellemek, yaşam süresini uzatmak ve yaşam kalitesini korumaktır. Hangi tedavi yönteminin seçileceği; hastalığın evresine, Gleason skoruna, PSA değerine, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavi seçenekleri, erken evrede küratif (tam iyileştirici), ileri evrede ise kontrol edici ve yaşam kalitesini artırıcı olabilir.

1- Aktif İzlem (Bekle ve Gör)

Düşük riskli ve yavaş seyirli prostat kanserlerinde tercih edilir. Hastanın PSA değeri, dijital rektal muayene bulguları ve biyopsi sonuçları düzenli aralıklarla takip edilir. Hastalık ilerleme göstermediği sürece cerrahi veya radyoterapi uygulanmaz. Bu yöntem özellikle yaşı ilerlemiş ve ek hastalıkları olan erkeklerde uygundur.

2- Prostat Kanseri Ameliyatı (Radikal Prostatektomi)

Radikal prostatektomi, prostatın ve çevresindeki dokuların cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Açık, laparoskopik veya robotik cerrahi yöntemlerle yapılabilir. Özellikle robotik cerrahi (da Vinci sistemi), daha küçük kesiler, daha az kanama ve daha hızlı iyileşme süresiyle öne çıkar. Ayrıca idrar tutma fonksiyonunun ve cinsel fonksiyonun korunmasında avantaj sağlar.

3- Radyoterapi (Işın Tedavisi)

Radyoterapi, prostat kanseri tedavisinde cerrahiye alternatif veya tamamlayıcı bir yöntemdir. Yüksek enerjili ışınlarla kanser hücreleri hedef alınarak yok edilir.

  • Dıştan uygulanan radyoterapi (EBRT): Prostat bölgesine dışarıdan yüksek enerjili ışınlar yönlendirilir. Günümüzde IMRT ve SBRT gibi daha hassas tekniklerle sağlıklı dokular korunarak tedavi yapılabilir.
  • Brahiterapi (iç radyoterapi): Radyoaktif tohumlar doğrudan prostat dokusuna yerleştirilir. Erken evre ve düşük riskli prostat kanserinde etkili olabilir.

4- Hormon Tedavisi (Androjen Baskılama)

Prostat kanseri hücreleri büyümek için testosterona ihtiyaç duyar. Hormon tedavisi, bu hormonu baskılayarak kanserin büyümesini yavaşlatır. Cerrahi olarak testislerin alınması (orşiektomi) veya ilaçlarla testosteron baskılanması sağlanabilir. Genellikle ileri evre ve metastatik prostat kanserinde tercih edilir.

5- Kemoterapi

İleri evrede veya hormon tedavisine dirençli prostat kanserinde uygulanır. Damar yoluyla verilen güçlü ilaçlarla kanser hücreleri hedef alınır. Günümüzde özellikle docetaxel ve cabazitaxel gibi ilaçlar kullanılmaktadır. Yan etkileri arasında halsizlik, saç dökülmesi ve bağışıklık sisteminde zayıflama bulunur.

6- İmmünoterapi

İmmünoterapi, vücudun bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı harekete geçiren bir tedavi yöntemidir. Son yıllarda prostat kanseri tedavisinde de giderek önem kazanmaktadır. Özellikle checkpoint inhibitörleri adı verilen ilaçlar (örn. pembrolizumab), belirli genetik özelliklere sahip hastalarda etkili sonuçlar vermektedir.

7- Hedefe Yönelik Tedaviler

Genetik değişikliklere sahip prostat kanseri hücrelerini hedef alan ilaçlardır. Örneğin, PARP inhibitörleri (olaparib, rucaparib), BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonu taşıyan prostat kanseri hastalarında kullanılabilir. Bu yöntem kişiselleştirilmiş tıbbın önemli bir parçasıdır.

8- Kriyoterapi (Dondurma Tedavisi)

Kriyoterapi, özel iğneler aracılığıyla prostat dokusuna yerleştirilen sondalardan çok düşük sıcaklık uygulanarak kanser hücrelerinin dondurulup yok edilmesi prensibine dayanır. Genellikle cerrahiye uygun olmayan veya tekrarlayan kanser vakalarında tercih edilir.

9- Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason (HIFU)

HIFU, prostat içindeki kanser hücrelerini yüksek frekanslı ses dalgaları ile ısıtarak yok eden minimal invaziv bir yöntemdir. Erken evre hastalarda uygulanabilir. HIFU, cinsel fonksiyonların ve idrar tutma yeteneğinin korunmasında avantaj sağlayabilir.

10- Destekleyici ve Palyatif Tedavi

İleri evre prostat kanserinde, yaşam kalitesini artırmak ve semptomları kontrol altına almak amacıyla destekleyici tedaviler uygulanır. Kemik metastazı olan hastalarda ağrı kontrolü, radyoterapi veya ilaç tedavileri ile sağlanabilir. Psikolojik destek, beslenme düzenlemesi ve fiziksel aktiviteler de tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.

Özetle: Prostat kanseri tedavisinde tek bir doğru yol yoktur. Her hasta için kişisel faktörler, tümörün özellikleri ve hastalığın evresi göz önünde bulundurularak en uygun tedavi planı üroloji uzmanı tarafından belirlenmelidir.

Erken Tanının Önemi ve Korunma

Prostat kanseri erken evrede tespit edildiğinde tedavi başarı oranı oldukça yüksektir. Kanser henüz prostatın dışına yayılmadan yakalandığında cerrahi veya radyoterapi ile tam iyileşme sağlanabilir. Bu nedenle özellikle 50 yaş üzeri erkeklerin, risk faktörü bulunanların ise 45 yaşından itibaren düzenli olarak üroloji kontrolüne gitmesi önerilir.

Erken tanı için en önemli adımlar; dijital rektal muayene ve PSA testidir. Gerek görüldüğünde multiparametrik MR ve biyopsi gibi ileri tetkiklerle kesin tanı konur.

Prostat Kanserinden Korunmak İçin Öneriler

  • Günde en az 2–2,5 litre su için.
  • Sebze, meyve ve tam tahıllardan zengin dengeli beslenin.
  • Kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketimini sınırlayın.
  • Düzenli egzersiz yaparak ideal kilonuzu koruyun.
  • Sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçının.
  • Güneşten yeterince yararlanarak D vitamini seviyenizi destekleyin.

Unutmayın: Prostat kanseri riskini tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve düzenli kontroller sayesinde erken tanı konabilir ve hastalık başarılı şekilde tedavi edilebilir.

Yorumlar ve Sorular
Sadık kayış
3 yıl önce
Gleason skor 6=3+3 doku uzunluğunun toplamının %5 'ni tutan prostat kanseriyim robotik cerrahi ile ameliyat ücretim tahmini olarak kac lira olur?
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
3 yıl önce
Robotik cerrahi ile prostat kanseri ameliyatı hakkında detaylı bilgi almak için 0 (530) 100 90 85 numaralı telefon ile bize ulaşabilirsiniz. Geçmiş olsun Sadık Bey.
Sultan aktaş
3 yıl önce
Hocam merhaba benim babamda prostat kanseri kemiklere sıçramış kemoterapi ve radyoterapi görecek tedavi görürse igleşmesi mümkünmüdür acaba
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
3 yıl önce
Geçmiş olsun Sultan Hanım. Tedavide başarı şansını etkileyen pek çok faktör bulunuyor. En önemlilerinden birisi de kanserin özellikleri. Bunları tespit etmeden tedavi hakkında bir yorumda bulunulamaz.
İlayda Can
3 yıl önce
merhaba hocam . Dedem prostat kanseri ve şuan yataktan kendi kalkamayacak halde ve genel olarak ihtiyaçlarını gidermemekte, bir anda bu hale geldi 2 hafta gibi bir sürede. Şuan evde yatıyor ve ilaçlarını kullanıyor. Çok sık terleme var, bacaklarında aşırı ağrı olduğunu söylüyor. Bacakları için ne yapabiliriz, öneriniz var mı?
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
3 yıl önce
Geçmiş olsun İlayda Hanım. Ağrı kesici ilaç tedavisi uygulanabilir. Bunun için doktor kontrolünde bir aksiyon almak gerekli.
Muhammet Hanifi akbulut
4 yıl önce
Hocam merhaba. Babam prostat ca 2018 de açık ameliyat oldu. Dün çekilen psma Pet de primler malignite kemik metastazları tespit edildi. Hormonoterapi ve aktif molekül den bahsetti doktor bey. Siz lutesyum ve alfa ve diger ilaçlardan bahsettiniz. Öneriniz nedir.
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Geçmiş olsun Muhammet Bey. İlk basamak tedavisi olarak hormon + Abirateron tedavisi uygulanabilir.
aslıhan aşcı
4 yıl önce
ameliyattan kaç gün sonra taburcu olunuyor
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Aslıhan Hanım merhaba. İyileşme süreci ve taburcu işlemleri hastanın sağlık durumuna ve ameliyat yöntemine göre değişiklik gösterir. Genellikle ameliyat sonrasında hastalar en az bir gün hastanede yatış yapar.
ömer durançelik
4 yıl önce
hocam merhaba iki sorum olacak size yanıtlarsanız çok mutlu olurum. prostat kanseri beyne sıçrar mı. ve prostat kanseri en sık nereye metastaz yapar
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Merhaba Ömer Bey. Prostat kanseri saldırgan seyirli bir haldeyse metastaz yapabileceği bir çok doku ve organ vardır. Genellikle kemik ve omurga metastazı gerçekleşir. Çok daha ilerlemiş bir prostat kanseri ile karşı karşıya isek kanser akciğer, karaciğer, beyin gibi organlara da yayılabilir. Bu metastaz durumlarının erken tespiti tedavide başarıyı artırmak için oldukça önemlidir. Bu sebeple gerekli kontrollerin ve testlerin aksatılmadan yaptırılmasını öneriyorum.
mesut
4 yıl önce
Prostat kanseri ölüm riski oranı nedir Murat hocam
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Dünya genelinde erkekler arasında en çok görülen kanser prostat kanseridir. 50 yaş üstü erkeklerde prostat kanserine bağlı ölüm riski oranı %3 civarındadır.
murat ilkadlı
4 yıl önce
Prostat kanseri ayakta işeme nedeni ile olur mu hocam
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Erkeklerde ayakta idrar yapma alışkanlığının prostat kanserine yol açtığı bilgisi doğru değildir. Ancak tam olarak boşalmayan idrarın mesanede kalması ve idrarın içerdiği zararlı maddelerin iltihaba yol açması ile prostat rahatsızlıkları yaşanabilir. Prostat sağlığı için oturarak idrar yapılması önerilir.
çetin yıldırım
4 yıl önce
Prostat boyutunun büyümesi kansere işaret eder mi?
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Her prostat büyümesi prostat kanseri olduğu söylenemez. Kanser tanısı net olarak prostat biyopsisi ile konur. Kanserin tanısı için gerekli testler tamamlanmalıdır.
ahmet bey
4 yıl önce
Prostat kanseri ameliyatı sonrasında sertleşme sorunu yaşanır mı?
Cevapla
Prof. Dr. Murat Binbay
4 yıl önce
Prostat kanseri tedavisinde cerrahi işlemler uygulandığında sertleşme sorunları yaşanmaz. Fakat cerrahi tedavilerden sonra meni atılımında bazı aksaklıklar yaşanabilmektedir. Bu konuda doktorunuzdan detaylı bilgi almalısınız.