BİNBAY TV
0(530) 100 90 85
Kaptan Paşa, Piyalepaşa Blv. No:34385, 34290 Şişli/İstanbul

NanoKnife, prostat kanseri tedavisi için uygulanan yeni bir IRE (Geri Dönüşümsüz Elektroporasyon) ablasyon türüdür. NanoKnife tekniğinde minimum yan etki ile prostat kanseri tedavisi imkanı vardır.

Prostat kanseri ameliyatı ve radyasyon tedavisi gibi mevcut tedavi yöntemleri, hastaların bir kısmında iktidarsızlığa (ereksiyon yeteneğinin kaybı) ve idrar kaçırmaya (mesane kontrolünün kaybı) yol açar, ancak bu yan etkiler, NanoKnife kullanılarak Geri Dönüşümsüz Elektroporasyon tedavisi ile genellikle önlenebilir. Prostat kanseri tedavisindeki bu paradigma değişiminin önemi, her beş erkekten birinin yaşamı boyunca prostat kanseri geliştirmesi gerçeğinin ışığında netleşir.

En Yeni Teknolojiye Dayanan Prostat Kanseri Tedavisi

NanoKnife, geri dönüşümsüz elektroporasyon teknolojisine dayalı ilk cerrahi ablasyon sistemidir.

NanoKnife tedavisinde güçlü elektrik alanları, kanserli hücrelerin, dokuyu radyasyona maruz bırakmadan veya ısıtmadan ölmesini sağlar. Bu geri dönüşü olmayan elektroporasyon (IRE), tümör ve parankim hücrelerini güvenilir bir şekilde tahrip eder. Ancak prostat içinde ve çevresinde sinirler, bağırsak duvarı, sfinkter, toplardamar ve atardamar gibi önemli anatomik yapılar korunur. Böylece ereksiyon ve mesane kontrolü korunmuş olur.

IRE, bir teknik olarak 2006'dan beri ABD'de FDA ve Avrupa'da CE tarafından onaylanmıştır. Yumuşak dokuda tanımlanmış bir alandaki tüm hücrelerin güvenilir şekilde öldürüldüğünü tüm çalışmalarda göstermek mümkün olduğu için sertifika almıştır. Bununla birlikte, herhangi bir IRE tedavisinin başarısı için iki faktör kritiktir:

Birincisi, tedavi öncesi tümörün yerinin doğru ve kesin olarak bilinmesidir. İkincisi, elektrik alanının doğru konuma yerleştirilmesidir.

Birinci faktör olan tümörün yerinin belirlenmesi işlemi Multiparametric MRI incelemeleri, 3B biyopsiler ve diğer prosedürler kullanılarak yapılır. İkinci faktör ise, değişken maruz kalma uzunluğuna sahip steril iğnelerin kullanıldığı genel anestezi altında minimal invaziv cerrahi ile sağlanır. "Ekpozisyon uzunluğu", iğnenin elektrik akımı ile dokuya temas eden kısmının uzunluğunu ifade eder.

Prostat Kanseri Tedavisi İçin Nanoknife Teknolojisi

NanoKnife, son derece güçlü elektrik alanlarının ultra kısa (100 µsn) darbelerine dayanmaktadır. Tüm standart prosedürlerle karşılaştırıldığında, bu yeni teknolojinin prostatta kullanım için mükemmel olmasını sağlayan benzersiz özellikleri vardır.

NanoKnife Tekniğinin Avantajları

Doku seçiciliği: Diğer tüm yapılar (sinirler, arterler, bağ dokusu yapıları vb.) zarar görmeden kalırken, yalnızca hücre zarına sahip olan hücreler (örneğin kanser hücreleri) güvenilir bir şekilde yok edilir.

İndüklenmiş hücre ölümü: NanoKnife hücre ölümüne veya apoptoza neden olur, ancak radyasyon hasarı veya yanması ve dolayısıyla yara izi bırakmaz. Radyasyon (protonterapi, brakiterapi vb.) veya ısı tedavileri (HIFU vb.) gibi güncel standart prosedürler ile yanmış doku vücut için bir toksin olduğu için geniş bir “toksik” alan oluşur. Sonuç, iltihaplanma ve ağrıdır, ardından yara izi oluşur ve bunların tümü, tekrarlama durumunda gerekli olabilecek sonraki herhangi bir tedaviyi engeller.

Sınırsız tekrarlanabilir tedavi: IRE tedavisi kalıcı doku hasarına neden olmadığından, NanoKnife tedavisinden sonra diğer tüm teknikler (radyasyon, ısı, cerrahi) uygulanabilir. Yani tedavi sınırlaması olmaksızın ek tedaviler hala mümkündür. NanoKnife tedavisi de gerektiği kadar tekrar edilebilir.

Ağrısız ve minimal invaziv: Yukarıda bahsedilen nedenlerle ve kullanılan tek invaziv alet ince iğneler olduğundan, hastalar genellikle tedaviyi hiç hissetmezler bile.

Hızlı ve tek seans uygulanma: Genel anestezi altında tek seansta geniş alanlar bile tedavi edilebilir.

Geniş kullanım yelpazesi: Küçük, erken teşhis edilen prostat kanseri kesinlikle en basit kullanımı temsil etse de NanoKnife tedavisi ayrıca prostat kapsülüne nüfuz etmiş ameliyat edilemeyen karsinomların yanı sıra radyasyon tedavisi, prostatın radikal olarak çıkarılması, HIFU veya brakiterapi sonrası nüksler için potansiyel bir tedavi yöntemidir.

Bağışıklık sistemi: NanoKnife tedavisi sırasında salınan tümör proteinleri, hastanın bağışıklık sisteminin diğer tümörlerle savaşmasına yardımcı olur.

nanoknife

NanoKnife Tekniğinin Dezavantajları

NanoKnife tekniği yeni uygulanan bir teknik olduğu için uzun dönemde prostat kanseri üzerindeki etkileri şu anda bilmiyoruz.

Bu teknik hakkında yapılmış olan 1 yıllık bir süreci kapsayan bilimsel bir çalışmaya göre 100 hastanın 20’sinde kanserin yeniden oluştuğu görülmüş. Bu çalışmada; NanoKnife tekniğini uygulayan hekimin (en az 32 vaka uygulanmış olması tecrübe olarak bildirilmiştir) tecrübesine göre tümör nüks oranı 100 hastada 10 olarak açıklanmıştır.

İğnelerin yanlış yere yerleştirilmesi beklenmedik bazı sonuçların doğmasına neden olabilir.

NanoKnife Tedavisinde Uygulama Aşamaları

Adım 1: Planlama

NanoKnife tedavisi, fokal, görüntü destekli bir terapidir; sonuçları ancak teşhis ve planlama aşamalarının iyiliğine bağlıdır. NanoKnife kanserin nerede olduğuna kendisi karar veremez. Tüm ultrason yöntemleri (elastografi veya kontrastlı ultrason dahil) ve ayrıca rektal muayene de düşük tespit oranlarına sahiptir. Tümör(ler)in (tümünün) görülmesi pek olası değildir.

Şu anda, yeterli görüntüleme tanıları yalnızca uzman radyoloji enstitüleri tarafından gerçekleştirilen multiparametrik MRI'lar ve gerekirse PSMA/kolin PET-CT'leri kullanılarak sağlanmaktadır. 3D satürasyon biyopsileri kullanılarak 3D görüntülere başka bir boyut getirilir. Her ikisi de NanoKnife tedavisini geçerli kılmak için gerekli kesinliği elde etmek için gereklidir.

Adım 2: Elektrot Yerleşimi

NanoKnife tekniği ile prostat kanseri tedavisi yapılırken iğneler transperineal olarak yani anüs ile cinsel organlar arasındaki bölgeden sokulur. Endorektal ultrason yerleştirme işlemine yardımcı olur. Cerrah deneyiminin hayati olduğu nokta burasıdır. İki iğne de operatörün üç boyutlu uzamsal görselleştirme yeteneğine ihtiyaç duyabilir, ancak çok sayıda iğneyle daha karmaşık yerleştirmeler son derece zordur. Bunun nedeni, prostatın karmaşık bir geometriye sahip olan ve hayati alanlarla çevrili nispeten küçük bir organ olmasıdır. Ayrıca, iğnelerin olası konumlandırılması katı sınırlamalara tabidir. Biz NanoKnife tekniği ile tedavi işlemi gerçekleştirirken çeşitli bilgisayar yazılım uygulamaları kullanarak mükemmel bir yerleşime ulaşabiliyoruz. Bu işlem birkaç saat kadar sürebilir.

Adım 3: Simülasyon

İğneler mükemmel bir şekilde yerleştirildikten sonra, iğnelerin konumları bir ultrason cihazı ile ölçülür ve NanoKnife yazılımına ve varsa ek harici yazılım uygulamalarına aktarılır. Her şey prostatın ve tümörün geometrisine uyuyorsa (tümörün etrafında bir güvenlik kenarı her zaman planlanmıştır), NanoKnife, kapasitörlerini şarj eder.

Adım 4: Tedavi

Her iki iğne seti arasında potansiyel bir fark oluşur. Bu potansiyel fark tipik olarak iğneler arasında 3000 V'a eşittir. Bu, İğne 1'in +1500 V ve İğne 2'nin -1500 V taşıdığı anlamına gelir. Hasta 0 V'ta kalır. Bu voltaj miktarları ölümcül görünebilir, ancak bulundukları süre saniyenin milyonda biri olarak ölçülür, bu da onları güvenli kılar ve yanık gibi olumsuz yan etkilere neden olmamalarını sağlar.

İşlem yapılacak bölgenin zorluğuna göre iğne sayısı çok değişkenlik gösterebilir. NanoKnife sisteminin bilgisayarı, tedavi edilecek alanın yazılıma girildiğine bağlı olarak, iğneler üzerinde uygun türde kontrolü devralır. Tedavinin kendisi genellikle sadece birkaç saniye sürer, ancak en fazla birkaç dakika kadar sürebilir.

Adım 5: Tedavi Sonrası

İğneler geri çekildikten sonra iğne giriş yerleri anında kapanır. Hastanın ağrısı yoktur. İşlem sonrasında takılan kateter 1-7 gün sonra çıkarılabilir. İşlemden birkaç hafta sonrasına kadar idrarda veya seminal sıvıda az miktarda kan olması muhtemeldir. Çünkü vücudun NanoKnife prosedürünün ablasyonu tarafından tahrip edilen dokuyu boşaltması için altı aya kadar ihtiyacı olabilir.

Yorumlar ve Sorular